15 Kasım 2013 Cuma

16 / KASIM / 2013 CUMARTESİ GÜNÜ SAAT 16:00 DA YAPILACAK SEMT MECLİSİ TOPLANTISI DUYURUSU

DEĞERLİ SEMT MECLİSİ ÜYELERİ VE BÖLGE SAKİNLERİ KOMŞULARIMIZ
Bölgemizin önemli güncel konularından olan, 100. Yıl Birlik Parkı' nın son hukuki durumunu ve kamu nezdinde ODTÜ yolu olarak adlandırılan, Konya  Bulvarı-Anadolu Bulvarı yolları bağlantısının son hukuki durumunu ve konu ile ilgili gelişmeleri görüşmek ve değerlendirmek üzere toplantı yapılacaktır.
Semt Meclisi Toplantımız
16 / KASIM / 2013 CUMARTESİ GÜNÜ SAAT:16:00 olarak yapılması üyelerimizin gelebileceği bir zaman dilimi olarak değerlendirilmiştir.
Ankara dışındaki işlerimin halen devam etmesi nedeniyle bu toplantıya katılamayacağım için, toplantıya Sözcü ve Başkan Yardımcısı olarak 100.Yıl İşçi Blokları Mah. Muhtarı Sn. Hasan SARIKAYA başkanlık edecektir.
Arkadaşlarımızın toplantıya katılımda gereken hassasiyeti göstermeleri beklenmektedir.
Bilgilerinize..
Selam ve Sevgilerimle
Dönem Sözcüsü ve Başkan
Mimar Ahmet Nedim Kaya
***
14 Kasım 2013 Perşembe
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE MECLİSİ’NDE ALINMIŞ OLAN “KENTSEL DÖNÜŞÜM” KARARININ İPTALİ İÇİN 19 KASIM 2013 SALI GÜNÜ SAAT: 13.00’DE “BİRLİK PARKI”NA GELECEK OLAN “MAHKEME KEŞİF HEYETİ’NDEN” İSTEKLERİMİZ
DEĞERLİ SEMT MECLİSİ ÜYELERİ
VE BÖLGE SAKİNLERİ KOMŞULARIMIZIN DİKKATİNE,
Bölgemizin önemli güncel konularından olan, 100. Yıl Birlik Parkı' nın son hukuki durumu :
Açılan Kentsel Dönüşüm Davasıyla ilgili olarak Birlik Parkı' nda yapılacak olan Keşif , daha önce 15 / KASIM / 2013 Cuma günü saat 10:00 da yapılması Mahkeme tarafından bildirilmiş idi.
Ancak Bilirkişilerin talebi nedeniyle Keşif tarihi değişmiştir. 
KEŞİF : 
19 /KASIM/2013  SALI GÜNÜ  SAAT 13:30' DA                  
PARKTA YAPILACAKTIR.
100.YIL İŞÇİ BLOKLARI MAH.
ÇUKURAMBAR MAH.
ÇİĞDEM MAH.
KIZILIRMAK
MAHALLELERİNDE
VEYA ANKARADA YAŞAYAN
DEĞERLİ BÖLGE VE İL SAKİNLERİ
CANIM  ARKADAŞLAR,
Keşif günü ve saatinde
BÜTÜN KOMŞULARIMIZIN
Birlik Parkımıza gelerek Keşif heyetinden;
42.000 M2 KULLANMA ALANI OLAN  CANIMIZ PARKIMIZIN  OLDUĞU GİBİ KORUNMASINI VE BU ŞEKLİYLE KALMASINI İSTEYECEĞİZ.
GEÇEN SENELER  ANKARA B.BELEDİYESİ TARAFINDAN ( 2011-2012 YILLARINDA)  AYNI PARKI VE YEŞİLİ YOK EDEREK İMARA AÇMAK VE BU İMARDAN RANT KAZANMA AMAÇLI HAZIRLANAN PLANLAR, BÖLGE SAKİNLERİNİN VE MESLEK ODALARIMIZIN KAZANDIKLARI  İDARİ VE TEMYİZ DAVALARINDA KAMU YARARI GÖRÜLMEDİĞİ İÇİN İPTAL EDİLMİŞ İDİ.
ANCAK ANKARA  B.BELEDİYESİNİN BASİT BİR PLAN DEĞİŞİKLİĞİ YAPARAK, BU SENEDE (2013 YILI) AYNI AMAÇLA VE AYNI ŞEKİLDE YEŞİL ALANLARI VE
80.000 nüfuslu (4 Mahalle) BÖLGE SAKİNİNİN, EMZİKLİSİNDEN 90 YAŞINA KADAR
HERKESİN VE HER KESİMİN  KULLANDIĞI  CANIMIZ PARKIMIZI, BU ANLAŞILMAZ, VE MAHKEME KARARLARINA RAĞMEN FRENLENEMEZ BİR İŞTAHLA TEKRAR YOK ETMEK VE  ÇEŞİTLİ SPEKÜLATÖRLERE  RANT SAĞLAMAK AMACIYLA ALMIŞ OLDUĞU KENTSEL DÖNÜŞÜM KARARININ VE PLAN DEĞİŞİKLİĞİNİN   TEKRAR VE KALICI BİR ŞEKİLDE İPTAL EDİLMESİNİ TALEP EDECEĞİZ.
Arkadaşlarımızın Birlik Parkında yapılacak olan keşif toplantısına katılımda gereken hassasiyeti göstereceklerinden eminiz.
Bilgilerinize
Selam ve Sevgilerimizle
100.YIL İŞÇİ BLOKLARI - ÇUKURAMBAR - ÇİĞDEM - KIZILIRMAK MAHALLELERİ SEMT MECLİSİ
Hasan SARIKAYA..........İşçi Blokları Mah Muhtarı ve Bşk. Yrd.
Figen Yücel.....................Kızılırmak Mah Temsilcisi ve Bşk. Yrd.
Faruk Bayraktar............İşçi Blokları Mah Temsilcisi ve Bşk. Yrd.
M. İhsan Gülbudak...............................Çukurambar Mah Muhtarı
Cemal Akın..................................................Çiğdem Mah Muhtarı
Cengiz Yağ..............................................Kızılırmak Mah Muhtarı
Erdinç Kahraman............................Çiğdemim Derneği Temsilcisi
Zahide Erdal......................................İşçi Blokları Mah Temsilcisi
Çiğdem Ekici......................................Çukurambar Mah temsilcisi
Tülay Korkmaz.........................................Çiğdem Mah Temsilcisi
Melih Karakadıoğlu
Dönem Sözcüsü ve Başkan
Mimar Ahmet Nedim Kaya

14 Ekim 2013 Pazartesi

BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN...

İŞÇİ BLOKLARI , ÇUKURAMBAR , ÇİĞDEM VE KIZILIRMAK MAHALLELERİ KOMŞULARIM


DÜN , ÇAPULCU  KOÇLARIMIZ DA 
               
ODTÜ YOLUNU KAPATARAK 

YAPTIKLARI PROTESTO İLE 

BÖLGE HALKINA DESTEK 

VERDİLER.


   Haber : Bölge Sakinlerinin Sesi 14/10/2013 


Çapulcu koyunlar...


Değerli dostlarım ve komşularım,

Kurban Bayramınızı kutlar, huzur, sağlık ve mutluluklar dilerim.


Ahmet Nedim Kaya

14/10/2013
100.Yıl Birlik Parkı Platformu
Koordinatörü

27 Ağustos 2013 Salı

RANTIN YOLU VE "100.YIL'A HÜCUM"

ODTÜ nöbeti sürüyor: 
Yola doğru büyüyeceğiz
Eylemciler: Yol bize doğru geldikçe biz buradan yola doğru büyüyeceğiz
Haber: MİRAY ÇİMEN / Arşivi 26 Ağustos 2013
ANKARA - ODTÜ Ormanı’ndan geçirilmesi planlanan Anadolu Bulvarı-Konya Yolu arasındaki bağlantı yolu için ağaçların kesilerek yolun kampüs içerisinden geçmesine tepki gösteren ODTÜ’lülerin yol güzergâhında yaptıkları eylem devam ediyor. Direnişlerinde vazgeçmeyeceklerini söyleyen eylemciler, “Yol bize doğru geldikçe biz buradan yola doğru büyüyeceğiz” diyor.
Anadolu Bulvarı ile Konya Yolu arasında yapılan ve ODTÜ Ormanı’ndan geçirilmesi planlanan bağlantı yoluna tepki gösteren yaklaşık 100 kişilik bir grup, ODTÜ A4 girişine yakın bir noktada yapılacak yol güzergahına öğle saatlerinde başlayan eylem bugün de devam ediyor. Eyleme dün akşam CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka da giderek destek verdi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ise eylemlerin devam ettiği sırada sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden eylemcilerin resmini paylaşarak, “İşte size kent düşmanı bir avuç militan. Bütün amaçları olay çıkarmak” dedi.
SABAH AZALDI AMA...
150-200 kişi olan eylemciler bu sabah çok az sayıda kalmış. Bunun nedeni ise eylemcilerin çoğunun işlerine, okullarına yada birkaç saat uyumak için evlerine gitmeleri. Eylemciler bu akşam tekrar toplanarak, alanda sabahlayacaklar. Eylemciler, eylem yapılan bölgeyi de bir yaşam alanı haline çevirmeye çalışıyor. Bunun için kuru otları, dikenleri, molozları toplayan eylemciler, alanı ağaçlandırma projesi de yapmak istiyorlar. Alanda bulunan ağaçlara asılan pankartlarda ise, “1 ağaç > 40.000 araç”, “SİT kalkarsa rant çıkar”, “Ankara’nın nefesi kesliyor”, “SİT’i koru”, “Gökçek elini mahallemden çek”, “Kahrolsun bağzı yollar” yazıyor. Eylemcilere yiyecek ve içecek temini ise Gezi Parkı eylemlerinde olduğu gibi. Mahalleliler, eylemcilerin aileleri, ODTÜ öğretim görevlileri ve ODTÜ mezunları eylemcilere yiyecek ve içecek sağlıyor.
'AĞAÇLARI SAYDIK'
Dün gece eyleme katılan, bu sabah da eylem yerinde olan 100. Yıl Mahalle halkı ve ODTÜ öğrencisi Hadi Sinan İskit, yapılması planlanan yol için kesilecek ağaçları saydıklarını belirtti. Yaklaşık olarak 7 bin 136 ağaç kesileceğini ifade eden İskit, 1 buçuk metrenin altında olan ağaçları saymadıklarını vurguladı. Dün akşam saatlerinde başlayan ‘konaklama’ eylemini anlatan İskit, “Bu yolun mahalleden geçmesi de kabul edilemez bir şeydir. 6 tane Çevik Kuvvet otobüsü, 1 tane TOMA geldi. Biz 150-200 kişiydik. Bize çadırları kurmazsak müdahale etmeyeceklerini söylediler, tehdit ettiler. Biz de ‘Çadır olmasa da gök kubbe yeter. Direnişimize devam ediyoruz’ dedik. Bugün yine toplanacağız” dedi.
RANTIN YOLU
Yapılacak yola ‘Rantın yolu’ dediklerini ifade eden İskit, “Bu yol projesinin inşaatına başlanmadan hemen önce, yolun ucuna Alışveriş Merkezi (AVM) inşaatına başlandı. Bu masum bir yol değil. Buradaki insanların evlerini yıkmaya kadar gidecek, 100. Yıl Mahallesi'ndeki binaların yerine gökdelenler ve rezidanslar dikerek burada yaşayan insanı şehrin ücra köşelerine sürmeye kadar gidecek bir rantlaşmanın parçası bu yol. Bu yol hukusuz. 8 şeritlik bulvar olmaz olsun” diye konuştu. Gezi ruhunu taşıyarak bu eylemi gerçekleştirdiklerinin altını çizen İskit, “Kimsenin kimseden bir çıkar beklentisi yok. Bazı teyzelerimiz ‘Burada çok duramıyoruz’ diyorlar. Evlerinde birşeyler hazırlıyorlar ve onu getiriyorlar buraya. Herkes elinden geldiği şekilde destek veriyor” dedi.

'BİZİ EZİP GEÇECEKLER'
“Yol bize doğru geldikçe biz buradan yola doğru büyüyeceğiz” diye konuşan İskit, “O yol ya bizi ezip geçecek, ya o ucube viyadükler yıkılacak, yerine eski hali gelecek. Ben bu direnişten tamamen umutluyum. Biz bu yıkımı durdurabiliriz. Biz bu direnişte kararlıyız. Bu yol gitmezse, biz de buradan gitmeyiz” diye konuştu.
Dün akşam eyleme destek veren ve kendisi de ODTÜ mezunu olan CHP Ankara Milletvekili olan Nazlıaka ise şunları söyledi:
“Çevresine, kentine, doğaya, üniversitesine sahip çıkmak isteyen birçok güzel ve duyarlı insan bir aradaydı. Onlara destek olan anneler ve mahalle halkı da vardı. Normalde öyle bir yolun geçmesinin o civarda oturanların evlerinin değerini artıracak olmasına rağmen, kişiler rant değil samimi duygularla çevrenin korunmasından yana olarak orada yer almıştı. Anneler gündüzleri ağaç sayımı yaptıklarını söylediler. Her dokundukları ağacı da sarıyla işaretlendiriyorlarmış. Ağaçların yer değiştireceğine kimse inanmıyor. Zaten yer değiştirilecek olsa bile ağaçların kaldırılmasına, yol geçmesine yönelik itirazlar var.”
İlgili Haberle
                                    Melih Gökçek, Can Dündar'ı tehdit mi etti?
§                                 ODTÜ'de orman için çadır nöbeti başladı.
§                                 Yenimahalle'de "ağaç" eylemi
§                                 Ethem Sarısülük'ün cenazesi memleketine gönderildi
§                                 Polis Gezi Parkı'nı müdahaleyle boşalttı, gösteriler sürüyor
Okur Yorumları (3 Yorum Yapıldı)
26/8/2013 - 14:54

tesadüfler ülkesi.. - shevek77

Türkiye tesadüfler ülkesidir.Önce bir AVM yapılır sonra tesadüfen ordan geçmesi için mahallenin , ormanın içinde yol yapılır.Eylülde provokasyon olacak istihbarat aldık denir tesadüfen eylül ayında (daha Gezi'nin üzerinden 3ay geçmeden) Ankara'nın tek ormanına binlerce ağaç kesmeye girer.Tesadüfler bu kadarla sınırlı değil tabi.Olimpiyat komitesi dopingte şampiyon ülkemize,şehirleşmede berbat durumdaki İstanbul'a olimpiyatları vermeden ve Merkez Bankası eylülde ekonominin karanlık geleceğini açıklamadan önce insanlar yine çılgınlarca provoke edilir ki ranta sıcak paraya,tüketime dayalı "muhteşem ekonomimizin"(!) çöküşü direnişe "marjinal gruplara"(!) mal edilir
26/8/2013 - 14:00

Sadece ODTÜlüler mi? - tuzumkuru

Haberlerde hep ODTÜlüler diye çıkıyor ancak nöbete daha çok mahalle halkı ve Ankara halkı katılıyor. Mahalle halkında da elbette ODTÜ öğrencileri ve mezunları da var ancak nöbeti başlatan ve sürdüren insanların sadece ODTÜlüler olarak tanımlanması hatalı.
26/8/2013 - 13:54

19 Ağustos 2013 Pazartesi

9 Temmuz 2013 Salı

GEZİ PARKI SÜRECİNİN HAKLILIĞI KANITLANMIŞTIR...

TAKSİM DAYANIŞMASI:
GEZİ PARKI SÜRECİNİN HAKLILIĞI KANITLANMIŞTIR
Taksim yayalaştırma projesi ile ilgili olarak idare mahkemesince bugün açıklanan kararın ardından Taksim Dayanışması'ndan açıklama geldi
Taksim Dayanışması İstanbul İdare Mahkemesi'nin Taksim yayalaştırma Projesi ile Gezi Parkı 'na Topçu Kışlası yapılmasına onay veren 1 / 5000 bin ile 1 / 1000 ölçekli Nazım İmar Planlarındaki tadilatları iptal etmesi ile ilgili yazılı bir basın açıklaması yayınladı. İşte o basın açıklaması. 
DEĞERLİ BASIN EMEKÇİLERİ VE KAMUOYUNA
(3 Temmuz 2013) Bildiğiniz üzere, Başbakan tarafından seçimlerden önce “Taksim Yayalaştırma Projesi” adı altında, Taksim Meydanı ile Taksim Gezisi’ni betonlaştırmayı, insansızlaştırmayı ve kimliksizleştirmeyi hedefleyen bir “dönüşüm projesi” ilan edilmişti. Söz konusu proje doğrultusunda hazırlanan 1/5000 ve 1/1000 ölçekli koruma amaçlı nazım plan değişikliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 19 Eylül 2011 tarihinde kabul edilerek 14 Şubat 2012 tarihinde askıya çıkartılmıştır.
Önerilen plan değişikliği; çağdaş şehircilik ve ulaşım ilkelerinden, 21. yüzyılın kamusal alan ve meydan düzenlemesi anlayışından, kent ve kentli hakları yaklaşımından uzak olarak ve koruma kurulları kararları ile hukuk ihlal edilerek ilan edilmiştir. Araç ve yaya güvenliğini de tehdit eden plan değişikliği, battı çıktılar ve istinat duvarlarıyla, yaya erişimini engelleyen, meydana çıkan tarihi caddelerin ilişkilerini kopartan, gerek görsel gerekse yaşamsal ve kültürel bütünlüğü yok eden bir yeraltı yaşam projesi olarak ortaya getirilmiştir.
İŞTE 1 NO’LU İDARE MAHKEMESİNİN TAKSİM KARARI
Ayrıca; plan değişikliğine hukuksuz bir şekilde eklemlenerek, kamuoyuna “Topçu Kışlası” ihyası adı altında tanıtılan yapılaşma süreci dayatılmış; tüm yurttaşlara açık, hepimizin hakkı olan, şehrimizin merkezindeki yegâne park alanı, ayrıca deprem karşısında sığınılacak “Gezi Parkı” yok edilmeye, 70 yıllık ağaçlarımız, yürüme, buluşma ve dinlenme alanlarımız betonlaşmaya kurban edilmeye çalışılmıştır. Tüm bu gerekçeler ile Taksim Dayanışması bileşenleri ve semt sakinleri tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne binlerce itiraz dilekçesi iletilmiştir.
Projenin acil olarak durdurulması istemiyle;
11 Mayıs 2012 günü; 17.01.2012 tasdik tarihli “Beyoğlu İlçesi, Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi’ne ilişkin 1/5000 ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım ve Uygulama İmar Planı Değişikliği hakkında TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi ve TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İstanbul Şubesi tarafından dava açılmıştır. 
Devam eden yargı sürecine rağmen, inşaatın ihalesi gerçekleştirilmiş, yüklenici firma Kalyon İnşaat tarafından inşaat çalışması başlatılmış, Taksim Gezi Parkı bu hukuksuz inşaatın şantiyesi haline getirilmiştir.27 Mayıs 2013 gecesi hukuksuz şekilde Gezi Parkı’nda bulunan ağaçların iş makineleri ile kaldırılması ve şiddet dolu polis müdahalesi ile Gezi Parkı’nı ülkemiz ve dünya kamuoyunun gündemine taşıyan süreç başlamıştır. Sonrasında hepimizin yakından takip ettiği hukuksuzluklar devam ederken, yargı süreci de beraberinde sürdürülmüştür. Bu süreç sonucunda gelinen noktada, İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nin 06 Haziran 2013 tarihinde aldığı karar ile İmar Planı Değişiklikleri iptal edilmiş ve Mahkeme tarafından alınan gerekçeli karar tarafımıza bugün iletilmiştir. 
"Mahkeme kararında dalış tünellerine ilişkin plan kararlarının koruma ilke ve kararlarına aykırılığı, plan notlarında yer alan Gezi Parkı’nda Topçu Kışlası’nın ihyası ile ilgili hükmün çağdaş şehircilik ilkelerine ve planlama tekniklerine uygun olmadığı, kamu yararı gözetmediği sonucuna varılmıştır. 
Başlattığımız hukuk mücadelesi sonucunda alınan bu karar, Taksim Dayanışması bileşenleri ve Gezi Parkı sürecinde Taksim Dayanışması’na destek veren tüm yurttaşlarımızca sürdürülen mücadelenin haklılığını kanıtlamıştır. Ülkemiz tarihinde görülen en geniş katılımlı demokrasi, kent ve insan hakları mücadelesinin haklılığı yargı kararıyla bir kez daha ispatlanmış, Tarihi Taksim Meydanı ve Gezi Parkının korunması yargı kararıyla da güvence altına alınmıştır. Kazanımlarımızın takipçisi ve güvencesi olmaya devam edeceğimizi kamuoyuna bir kez daha saygıyla duyuruyoruz. 
"100. Yıl Birlik Parkı Platformu"  
***
YORUM
Ankara / Çankaya "100.yıl birlik parkı" aynı imarlaşma kararlarından geçen sene mahkeme kararları ile kurtarıldı. Ancak idare/Ankara Büyükşehir Belediyesi aynı ısrarında 2013 yılında da devam ediyor.
Yeni 2013 yılı süreci ise mahkeme kararlarını uygulamamak ve hukuku atlatmak ve yok saymak temeline dayanmaktadır.
Ancak mimarlar odası Ankara şb, şehir plancıları odası Ankara şb, peyzaj mimarları odası Ankara şb. Ve parkı kullanan bölge sakinleri tarafından açılan iptal davalarında ilgili mahkemeler keşif ve yürütmeyi durdurma kararları vermiş durumdalar. Hukuk süreci devam etmektedir.
Türkiye bir hukuk devletidir. Kanunlarla idare edilir ama kanun devleti değildir.
Hukuk ve idare mahkemeleri ile Danıştay kararları ve bu kararların değişmezliği, herhalde b.belediyesinin enteresan meclis kararları ile çarpıtılarak yok edilecek değildir.
Plan tadilatlarının, samimi ve kamunun yararına olması, mevcut kanun yönetmelik ve plan notlarına uygun olarak yapılması belediye meclislerinin ve mahalli idarecilerin 1.2.3. Ve (n). İşleri olması makamlarının tek ve değiştirilemez hedefi ve ideali olmak zorundadır.
" halka hizmet hakka hizmettir " dediği zaman, insanları hiçbir şekilde tasniflemeden bu uygulamayı yapabilen,
"şehr' ül emin = şehir emini = bütün davranışlarından emin olunan ve şehirli ile şehirin her konusunun emanet edilebildiği,
"belediye başkanı = şehiri, şehirlilere vekaleten yöneten ve onların isteklerini gerçekleştirebilen ve en iyi, en ekonomik ve en mutlu yaşama şartlarını oluşturabilen
kişi ve kişiler, herkesin ve her kesimin güveneceği ve seçeceği insanlardır.
BİZLER,
VALİLERİMİZE
KAYMAKAMLARIMIZA
BELEDİYE BAŞKANLARIMIZA
MUHTARLARIMIZA
APARTMAN YÖNETİCİLERİMİZE
KOMŞULARIMIZA
VE BELKİ DE EN ÖNEMLİSİ KENDİMİZE GÜVENMELİYİZ.
Güven' in birinci şartı nefsi ve şahsi davranışlardan sıyrılarak, gerçek düzgün bir insan olabilmek ve her şart altında adaletli davranabilmektir.
Bunu becerebildiğimizde;
valilerimizden, kaymakamlarımızdan,
belediye başkanlarımızdan,
muhtarlarımızdan,
apartman yöneticilerimizden,
komşularımızdan,
kendimizden sonuç olarak;
cumhurbaşkanımızdan,
TBMM den, başbakanımızdan,
bakanlarımızdan,
siyasi partilerimizden,
hukuk sistemimizden iç ve dış güvenlik sistemimizden eğitim ve sağlık sistemimizden
yeraltı ve yer üstü doğal zenginliklerimizden ve sayabileceğimiz diğer kıymetlerden emin olur ve güveniriz.
Kendinden emin olan ve kendine güvenen kimseler ailede, okulda, iş hayatında, cemiyetde ve muhalefet olsun iktidar olsun siyasette de soru sorar ve sorgular , hak ve hukuklarını, bilgi ile, yılmadan ve medeni cesaretle arar ve sonuca ulaşır.
Pek uygun ve etik olmayan şartlar olsa da bütün yöneticiler aramızdaki karakterlerdir.
Hepimizin bildiği; namuslular namussuzlar kadar cesaretli olmadıkça veya hoca fil timur hikayesi, tercih serbest...
Selamlar
Ahmet Nedim KAYA

1 Temmuz 2013 Pazartesi

45 DAKİKASI 2 TL' YE İTİNA İLE İŞKENCE YAPILIR ?

BAKINIZ:: http://blog.milliyet.com.tr/mns

ODTÜ-100.YIL AZAPHANE DURAKLARI
ESKİDEN BÖYLE İDİ!...
Mustafa Nevruz SINACI
            Eğer 29 Haziran 2013 Cumartesi günü saat: 10.00 – 11.30 arası; Görünürde dört şeritli Ankara, Balgat Ziyabey Caddesi inadına tıkalı, kenar şeritleri “devlet, hükümet, vilâyet, polis, belediye, kaymakamlık ve mahalle muhtarlarına meydan okuma, açık eşkıyalık ve yol kesme” anlamında işgal edilmiş olmasaydı, belki de bu makale yazılmayacaktı…
            Cehennem sıcağında tıklım, tıklım bir minibüs düşünün. Şehrin ana artelinde, merkezi veya büyük çarşı geçişlerinde değil, sıradan bir mahallesinde cadde tıkalı. Trafik normal, akış rutin, tek sorun: Her iki taraf kaldırım bitişiklerindeki şerit işgali! Bütün dünyada geçerli hak, hukuk kavramları, evrensel trafik kurallarına göre kaldırımlar halka, cadde ve sokak içleri ise araç geçişlerine aittir. Peki, Ankara ve Türkiye Cumhuriyet devletinde neden değil?..        
            Türkiye Cumhuriyetinde aşiretten devlete geçiş süreci henüz tamamlanmadı mı?
Yoksa tamamlandı da, şimdi tekrar aşiret, derebeylik ve faşistlik mi hortladı?..
Pazaryerine geldiğimizde, tıkanan ve geçit vermeyen yoldan mütevellit, belki devlet belki de (işe yaramadığını sonradan öğrendiğimiz) dernek adına utanan Şoför; “Arkadaşlar, Milli Kütüphane’ye kadar inen yoksa şuradan dönelim, ya da burada çakılıp kalacağız” dedi.
Birkaç yolcu itiraz edince, başkası sordu: Nerede inecektiniz?, Cevap: İlerde Lisede.
Yolculardan biri öfkelendi ve; “Kardeşim Liseye en fazla otuz metre var. Allah aşkına inin şurada, otuz metre yürüyün. Bizde şu cehennemi sıcakta, “ana caddeye araç park edecek kadar şerefsiz, adi insanlık düşmanları yüzünden” yollarda sürünmekten kurtulalım.”
İlerde Lisede inecek var diyenlerden ses yok. İstiflerini bozmadan oturuyorlar.
Dolmuş yerinde sabit. Fakat son konuşan vatandaş, onurlu ve sorumlu bir tartışmayı tetikledi. Önce polisin neden? niçin? park yasağını ihlâl ve ana caddeyi gasp suçu işleyenleri men ve takip etmediği, cezalandırmadığı; İnsan Hakları, Adalet, Hak-Hukuk ve Demokrasinin mutlak gereği olduğu halde, trafikte düzeni sağlamaktan aciz kalındığı, zorunlu, yasal görevin niçin yapılmadığı, halkın çektiği eziyet, ıstırap ve zulme seyirci kalmasının nedeni sorgulandı.
Bu arada dolmuş Balgat Polis Karakolunu geçmiş ve Lisenin yanına gelmişti.
İkisi bay biri bayan 3 kişi indi. Uzun süredir güneşte beklediği anlaşılan bir kişi bindi.
Bu arada ODTÜ öğrencisi bir genç konuşmaya başladı:
“Biz, ODTÜ öğrencileri olarak bu yolu kullanmayız. Eskişehir yolu üzerinden okula gidip geliriz. Fakat ben Çetin Emeçte oturduğum için bu güzergâhın müdavimiyim. Ancak, arkadaşın ifade ettiği sorunlardan çok daha büyük, derin, acil ve müzmin sorunlarımız da var. Örneğin bu Cadde sadece şimdilerde değil, tam iki buçuk yıldır böyle. Ankara Valiliği büyük Şehir Belediyesi ve Emniyet Müdürlüğü dâhil, binlerce şikâyet dilekçesi verildiği halde kimse Ziyabey Caddesi ile ilgilenmedi. Hukuki duyarlık ve insani sorumluluk sağlanamadı, bu arada leş kargaları, lokantacılar mafyası, saldırgan ayakçı ve kabadayılar caddeyi işgal ve istilâ etti.
Anlaşılan o ki, ya hükümet bunlara güç yetiremiyor yada iktidar kötülerden yana..
AZAPHANE DURAĞI:
Dolmuş kağnı hızıyla ilerliyor, genç öğrenci ise, dikkat kesilen yolculara hitabını şöyle sürdürüyordu: “Siz Azaphane deresi neresidir bilir misiniz?” (Evet, evet seslerinden bilenlerin olduğu anlaşıldı) Genç devamla: Şimdi iyi kötü dolmuşa bindik. Artık alıştığımız gibi sorunlu bir yolculuktan sonra Kızılay’a varacağız. Ama nerede inebileceğimiz belli mi, şansımız varsa aşağıda veya yukarıda bir yerlerde!.. Ya akşam veya gün içinde eve dönerken ne olacak?..”
ŞİMDİ, BU İNSANLAR MUTSUZ VE PERİŞAN
ODTÜ ve 100.Yıl durakları 35 gündür “Polis İşgali” altında!..
“Dönerken bu kadar şanslı olmayacağız. Çünkü: ODTÜ, 100.Yıl, Balgat, Çiğdem ve Çukurambar dolmuş kalkış durakları bir aydır kapalı. Aslında kapalı değil, Polis gasp-ı, işgal ve kriz yönetimi denilen bir heyetin keyfi kullanımı altında. Bu duraktan ekmeğini kazanan yüzlerce şoför esnafının bitmez-tükenmez çilesi, gereksiz masraf, zarar-ziyan, kayıp ve israfı; Ekmeğini kazanmak uğruna yararlanan yüz binlerce Balgat, Çukurambar, 100. Yıl, Çiğdem sakini, yolcusu ve biz ODTÜ öğrencilerinin günahı ne?....” Sözün burasında Kızılay’a geldik..    
Kalite belgeli Vali ve bir durak utancı!..
Mustafa Nevruz SINACI
            Evet, nihayet Kızılay’a geldik…
            Ben doğrudan 100. Yıl/ODTÜ duraklarında bekleşen Polislerin yanına gittim.

Yarı güneş, yarı gölge bir kenara toplaşmışlar, ellerinde tost benzeri bir yiyecek, hem kendi aralarında şakalaşıp sohbet ediyorlar, hem de bir yandan, “kumanya” gibi görünen pek mütevazı aş’larını atıştırıyorlar... Şaka yollu seslendim.
            - Siz burada, duraklarımızı işgal etmiş, keyifle gölgede oturuyor ve afiyetle bir şeyler yiyip buz gibi içeceklerle serinliyorsunuz. Ya biz, duraklarımız gasp edilmiş, dolmuşlarımız dışarı atılmış, ne yerimiz, yurdumuz belli, ne de durağımız, 33 gündür rezil-perişan ve zulme duçar haldeyiz. Mahvolan dolmuş esnafı, şoförlerin haline mi yanalım? Nahak yere çektikleri eziyet, fuzuli israf, kayıp, ıstırap ve çileye mi? Yoksa kendi talihsizliğimize mi yanalım!..
            Eski (fazilet timsali) Osmanlı kabadayısı misal, pos bıyıklı, iri kıyım, fakat pek halim ve kalender görünüşlü yiğit bir delikanlı Polis yerinden kalkıp hürmeten ileri çıkarak: “Bizim elimizden bir şey gelmez, mesele bizi aşar. Günah bizim değil. Yaptığımız sadece vazifedir!” 
            O sırada yanımda biri belirdi: “Abi kabahat Melih’in. Aslında onun da değil, bütün suç derneğin. Dönen alavere ve dalavereler yüzünden, öteki duraklar açıldığı halde burası kapalı!” İddia doğru olabilir. Zira 24 Haziran Pazartesi günü Ankara Valisi, muavinleri ve belediye başkanı ile basın başkanı ve Emniyet Müdürlerinin peşinde koşarken, bahusus dernekçilerin bir Vali muavini yanında çay içmekte oldukları söylendi. Maalesef, kendilerine ulaşabilme, görüşme ve sorunsalı paylaşıp, yardımlaşma imkânı bulamadım. Üzgünüm!..
       

3 Haziran 2013 Pazartesi

SÖYLENENLER, YAPILAN VE YAPILMAYA DEVAM EDİLENLER

SÖYLENENLER, 
YAPILAN VE YAPILMAYA DEVAM EDİLENLER
Mehveş Evin 
mehves.evin@milliyet.com.tr, 03.04.2013 MİLLİYET
Şehirleri kimler gasp etti?
Başbakan Erdoğan’ın “Yaşanabilir ve Estetik Şehirler“ sempozyumunda söylediklerini okuyunca gözlerim yaşardı... Yıllardır “orantısız, kontrolsüz ve çirkin yapılaşma”yı eleştiriyoruz. Bu nedenle Erdoğan’ın yaptığı konuşmadaki bazı bölümlerin altına şahsen imza atabilirim:
- Şehirler, estetik ruhu olmayan ellerde metropole, yani ruhu olmayan şehirlere dönüştü. Bazen arkadaşlarımız dere yatağını değiştirelim diyor. O dere yatağını bulur. Olan cana canana olur.
- Buralardan üç beş kazanacağız diye harap etmeyelim. Şimdi çocuklar çocukluğunu yaşayamıyor. Beton zeminlerde çocuklara çocukluk inşa ediyoruz. Çimen inşa edelim onlara, bırakalım oralarda yuvarlansınlar.
- Birçok yerde yüksek binalar inşa etmeyi maharet sayıyoruz. Ben bunu maharet saymıyorum. İnsanoğlunu topraktan uzaklaştırıyoruz.
- Plan notlarıyla, emsallerle oynayanlar var. Belediyelerde bunu görüyorum. Ak Parti olarak 3 emsal azami ilkemiz olmalı. Plan notlarıyla oynayarak bunu 7’ye, 6’ya çıkarıyorsanız tarih sizi affetmez, bu millet sizi affetmez.
- Asla bunlarla oynama noktasına girmeyin. Sahilleri, denizleri tehdit etmeyin. Şehirlerimiz gasp edildi, işgal altında.
Bugüne nasıl geldik?
Gerçekten çok etkileyici... Öyle ki hükümete, Büyükşehir Belediyesi’ne yüzlerce dava açan Mimarlar Odası Başkanı bile takdir etmiş bu çıkışı.
Peki nasıl oldu da bugüne geldik? Nasıl şehirlerimiz tarihi varlıklarından koptu, yeşil alanlarını kaybetti? Nasıl dere yatakları değiştirildi, sahiller işgal edildi, denizler bitti?
Acaba Erdoğan’ın eleştirdiği bu yüksek binalı, ruhsuz, yeşillikten ve tarihten kopuk metropolleri, Marslılar mı inşa etti?
Acaba insanlarımızı topraktan uzaklaştırıp, estetikten, mimari bilgiden, şehir planlamasından yoksun beton kütlelerde yaşamasına, başka ülkelerden gelen işgalciler mi neden oldu?
Acaba plan notlarıyla ve emsallerle oynayanlar, bunlara göz yumup onaylayanlar, denetlemeyenler, ceza vermeyenler kimler?
Taraf gazetesinde, başta İstanbul’un Büyükdere caddesi olmak üzere, Levent ve Zincirlikuyu’daki yeni gökdelenlerle ilgili “emsal sorunları”na işaret eden bir haber yayımlandı.
Delice imarlaşma
Fakat ne yazık ki Başbakan’ın işaret ettiği sorunlar, sadece Beşiktaş ve Şişli’yle sınırlı değil. Ümraniye’den Sarıyer’e, Zeytinburnu’ndan Esenyurt’a, Maltepe’den Başakşehir’e, İstanbul’un neredeyse her santimetrekaresi, delice bir imarlaşmanın pençesinde.
İstanbul’un master planı çoktan unutuldu. Şehir, tüm bunlar yetmezmiş gibi yeni “proje”lerle kalan son yeşil alanı olan kuzeye doğru beton işgaline açılıyor.
Üstelik betonlaşma, topraktan kopma sorunu sadece İstanbul’la da sınırlı değil. Dere yataklarının doldurulmasının Karadeniz’de nasıl felaketlere yol açtığı, hafızalarda. TOKİ evlerinin mimari estetikten yoksunluğu sır değil.
Büyükşehir Belediyeleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Valilikler, Kurullar ve elbette, imar yasalarını onaylayan Meclis... Kısacası herkesin Erdoğan’ın eleştirdiği çirkin beton şehirlerde payı var.
Peki bu “işgalin” bedelini kim ödeyecek?
ÇİMEN İNŞA EDİLMEZ
Başbakan’ın konuşmasına iki itirazım var:
1) Metropol, ruhu olmayan şehir değildir. İç içe geçmiş büyük kentlerden ve banliyölerden oluşan, kültür ve ekonomisi gelişmiş, nüfusu 1-10 milyon arasında değişen merkez şehir anlamında kullanılır. Dünyadaki pek çok metropolün ruhu vardır. İstanbul’un sorunu metropol olması değil, bu metropolün son 50 yıldır kötü yönetilmesidir.
2) Çimen inşa edilmez: Edilirse de bugün pek çok örneğini gördüğümüz küçük, süsleme amaçlı alanlardan ibaret olan sahte yeşil alanlarla sınırlı olur. Çocukların asıl faydalanacağı yerler, şehirlerde kalan son ormanlık alanlar ve korulardır. Hükümetin bizzat hazırladığı “Tabiat Varlıklarını ve Bioçeşitliliği Koruma Kanunu” onaylanırsa, topraktan tamamen kopuk bir nesil yetiştireceğimizi bilin.
***
100.YIL BİRLİK PARKI PLATFORMU
Ahmet Nedim Kaya - Koordinatör

1 Haziran 2013 Cumartesi

ANKARA 100. YIL BİRLİK PARKI NASIL RANTA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ?..

İNDİGO DERGİSİ & MAYIS: 2013 - ANKARA

Ankara 100. Yıl Birlik Parkı Nasıl Ranta Dönüştü?..

0
Tarih:  19 Mayıs 2013  |   Yazar:   Bayram Sarı  |  Kategori:  Sayı: 92
Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından rant alanı olarak kullanılmak istenen Yüzüncü Yıl İşçi Blokları ndaki ‘ Birlik Parkı’ nda çocuk oyunu oynanmamaktadır. Sergilenen ince ince dokunmuş, suç ortaklarından bazılarının, hakkı teslim edilmek istenilen halk olduğu kirli bir oyun. Belediye ‘ kişisel hakları korumak’ adına, toplumun en doğal nefes alabilme, dinlenebilme hakkını elinden almaktadır.
Ankara 100. Yıl Birlik Parkı
Ankara Büyükşehir Belediyesi’ nin 17 Haziran 2011 tarihinde aldığı Meclis kararı ile ‘ Birlik Parkı’ alanını kamuya açık olmayan ve yapılaşma içeren parklara dönüştürerek, sorunu üzerinden atmaya çalıştığı ve şimdi de, 29. 11. 2011 tarihli kararı ile alanı 2, 5 emsalli Ticaret- Konut alanı olarak planlayarak, aslen kamuya kazandırılması gereken yeşil alanda büyük ve haksız bir rant oluşturmaya çalışmaktadır.
Ankara 100. Yıl Birlik Parkı
3194 Sayılı İmar Yasası’ nın 15. maddesinin birinci fıkrası ‘ İmar planlarına göre yol, meydan, yeşil saha, park ve otopark gibi umumi hizmetlere rastlayan gayrimenkullerin bu kısımlarının ifrazına ve tevhidine izin verilmez’ derken, yasanın 18. maddesi: 1- yol, 2- meydan, 3- park, 4- otopark, 5- çocuk bahçesi, 6- yeşil alan, 7- cami, 8- karakol gibi, imar planlarında kamusal hizmetlere verilen ve sekiz farklı kullanım için ayrılan yerlerin, ‘ düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında düzenleme ortaklık payı olarak’ yüzde otuz beşe’ e kadar düşülebilecek bedelsiz kesinti ile karşılanmasını öngörmektedir. Arsa ve arazi düzenlemeleri sonucu taşınmazların tapu kütüğünde yazılı yüz ölçümlerinden düşülen ‘ düzenleme ortaklık payı’ nın bir kamu hizmeti nedeniyle artan değer karşılığında, düzenlemeye konu edilen bölgenin gereksinmesi olan hizmet ve tesisler için kullanılmaları genel koşuldur.
1980′ li yılların başında ‘ Bedelsiz Terk’ oranı yüzde yirmi beş olarak hesaplandığından, imar izni almak isteyen arsa sahiplerinden ‘ Kamu Yararı’ na kullanılmak üzere Belediye, kendine bu oran üzerinden pay almaktaydı. Arsasına konut veya başka bir amaçla yapılaşmaya girişen kişinin, o dönem elindeki alanın yüzde yirmi beşini bedelsiz olarak Ankara Büyükşehir Belediyesi’ ne vermesi gerekiyordu. ‘ Bedelsiz Terk’ kuralına uymayan kişiye, İmar İzni verilmiyordu. Karşılıklı sözlerle İmar İzinleri ve Bedelsiz Terk anlaşmaları o dönemde yapılmış, yıllar sonra ne olduysa, arsaların sahipleri veya mirasçıları ‘ Bedelsiz Terk’ oluru vermediklerini, ama ellerinde İmar İzinlerinin olduklarını beyan ederek Belediye tarafından kamu için kullanılan arsalarını geri almak için hukuki işlem başlatmışlardır.

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin açıklaması

Ankara Büyükşehir Belediyesi; “Kamuya bedelsiz terki öngörülen alanların plan notuna göre terki yapılmayarak, maliklerince donatı alanlarında kalan Çankaya ilçesi, Karakusunlar Kd. 7490 ve 7492 nolu kadastro parsellerine imar hakkı talep etmesi ve akabinde Belediyemiz aleyhine kamulaştırmasız el atma davaları açılması sonucu alınmış mahkeme kararları sebebi ile Belediye Meclisimizin 17. 06. 2011 gün 1791 sayılı kararı ile onaylanan 1/ 5000 ölçekli nazım planı değişikliğinde 3 adanın, parktan ticari rekreasyon alanına çevrilmiş olduğu, nazım imar planı değişikliğinin 06. 07. 2011 tarihinden itibaren bir ay süreyle çıkarıldığı, askı süresi içerisinde 17 adet dilekçe ile malikler adına itirazda bulunulduğu, itirazlar üzerine Belediye Meclisimizin 29. 11. 2011 gün ve 3438 sayılı kararı ile onaylanan 1/ 5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinde, kadastro parsellerinin yaklaşık % 60′ ının terkine karşılık, yaklaşık % 40′ ında imar hakkı verilmesi suretiyle 3 park adasından 2′ sinin kurtarıldığı, yaklaşık 16000 metrekarelik alanın ise konut- ticaret alanına dönüştürüldüğü…” açıklamasını yapmıştır.
Ankara Büyükşehir Belediyesi’ ne konut- ticaret alanına dönüştürülmek istenen ‘ Birlik Parkımız’ bölgemizde yer alan yaklaşık on bin konutun ve civar bölgelerden ( Balgat, Öveçler, Çiğdem, Çukurambar, Karakusunlar, Söğütözü) gelen ailelerin etkin olarak kullandığı bir yer olması, bölgedeki tek park oluşu, on yıldır Büyükşehir Belediyesi tarafından bakımı, onarımı ve düzenlemesi için önemli düzeyde kaynak aktarılmış olması, spor ve benzeri aktivitelerin yapıldığı bir yer olması gibi özelliklerinden, parkın korunması ve bu alanın kamu yararına kullanımına devam edilmesi…’ gibi itiraz dilekçeleri halk tarafından bir ay süreyle verilmiş olup ( 1207 dilekçe) Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan değerlendirme sonucunda: 16151 ada 2 nolu parselin itiraz edilen plan kapsamında bulunmadığı, aynı zamanda itiraz dilekçesinde bahsedildiği gibi konut- ticaret alanına dönüştürülen kısmın 16150, 27444, 27446 nolu adalar olmadığı, plan değişikliğinin alınmış yargı kararları ( !) doğrultusunda zorunluluktan kaynaklandığı, hususları tespit edilmiş olup, söz konusu itirazların ‘ Reddi’ ne ilişkin İmar ve Bayındırlık Komisyonu raporu oylanarak, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ nin doğasına uygun olarak oy çokluğuyla kabul edilmiştir.
Rant için yasaları çıkartmakta zorlanmayanlar, kendilerinden önceki yerel yönetimlerin hatasından, yasalara uyuyormuş gibi davranmaktadırlar; ‘ Yüzüncü Yıl Birlik Parkı’ nın korunması için gereğinin yapılması zor değil aslında, ama mazlumun hakkı veriliyor denilerek bir avuç yeşil, çocukların kum kovaları, aşıkların ağaçları, yaşlıların özlemleri iş makinelerinin altında ezilmek istenmektedir.
***
YORUM, ÖNERİ, GÖRÜŞ VE KATKILAR:

“İSTANBUL’UN GÖKDELENLERİ”

Ankara, Çankaya “100. YIL BİRLİK PARKI”
Koruma ve kurtarma mücadelesine ithaf olunur.

Birde bakmışsın binlerce yıllık sahile
Dikilir TOKİ eliyle,
Ataköy sahillerine
İstanbulun gökdelenleri,
Çirkinleştirir heryeri.

Gökten ne yağarsa 
Yer kabul ermez mantığı,
Rant eliyle mısır gibi patlatır,
Gecekondular gibi
İstanbulun gökdelenleri,
Çirkinleştirir heryeri.

Tarihi doku demez konar,
Çocuk parkı demez satar,
Yeşil alanı havada kapar,
İstanbulun gökdelenleri,
Çirkinleştirir heryeri,

Torba yasalarında bulunur ince ayar,
Senin tapulu mülkümü yok sayar,
Oturduğun evi  değeri,
arsa fiyatına bakar,
İstediği bedeli kendi koyar,
Seni yerinden etmek için hazırlık yapar, 
İstanbulun gökdelenleri
Çirkinleştirir heryeri

Nereye baksan rantı görürsün,
Dünya şehrinin yüzünde çıkan 
Çıbanlara üzülürsün,
Kapatır sahilleri,
Kanserli hücreler gibidir
Kapatır cüsseleriyle gökkubbeyi,
İstanbulun gökdelenleri,
Çirkinleştirir heryeri.

Belediyeler hesap sormaz,
Başbakan  talimat verir kale alınmaz,
Derdini anlatacak merci bulunmaz,
Kalabalıklar tıkar caddeleri,
İstanbulun gökdelenleri ,
Çirkinleştirir her yeri.

Sedat TİMUR, İstanbul, 23 Mayıs 2013