29 Temmuz 2015 Çarşamba

Ayşegül EMEKÇİ; “Dağıtmak İsterken Birleştirdiler!..”

YÜZÜNCÜ (100.) YIL İŞÇİ BLOKLARI MAHALLESİ MUHTARI AYŞEGÜL EMEKÇİ İLE YILIN RÖPORTAJI
Ayşegül EMEKÇİ; 
“Dağıtmak İsterken Birleştirdiler!..”
30 Mart 2014’te kadınlar en çok muhtarlık için karşımızdaydı, Ayşegül Emekçi gibi. Onunla başarıyla yürüttüğü muhtarlık görevi ve Yüzüncü Yıl’a dair konuştuk.
Dilek YEĞİN: Neden aday olmak istediniz, kampanyanızı neye göre şekillendirdiniz?
Ayşegül EMEKÇİ: Aday olma sürecim gazeteci kökenli olmamla alakalı sorun ve çözüm tespitine dayalı olarak gelişti. İnsan odaklı çalıştım; fazlaca afiş olmadan , insanları taciz etmeden ve etik kurallar çerçevesinde. Projelerimi anlattım, özellikle mahalle web sitesi ve gönüllü hayvan timi projelerim, ODTÜ yolu ve kentsel dönüşüm tehlikesine karşı fikirlerim ilgi gördü.

Dilek YEĞİN
             Gazeteci
Yazar, Muhabir
Dilek YEĞİN: Seçim sonrası projeleriniz ve dönütleri neler?
Ayşegül EMEKÇİ: Gönüllü hayvan timini kurdum, 50 kişilik bir ekibimiz var. Pazar günleri kermes yapıyoruz, hayvanların tüm işlemlerini kermes kazancımızdan sağlıyoruz. WEB sayfam son aşamada… Etüt merkezi ve kütüphane planımız var, belediyeden alan tahsisi bekliyoruz. TODAM’ı iyileştirme çabaları var, yeni birim olarak da halk oyunu ya da tiyatro grubu oluşturmak istiyoruz, ODTÜ’lü gençlerle ortak yürütmeyi planlıyoruz.
Dilek YEĞİN: Mahalle meclisi ve forumlar, Yüzüncü Yıl İnisiyatifi gibi katılımcı organlarla çalışmaya nasıl bakıyorsunuz?
Ayşegül EMEKÇİ: Yüzüncü Yıl İnisiyatifi’yle paslaşarak yaptığımız çalışmalar var. Özellikle mahalle bostanı gibi çevresel olaylarda tam destek veriyoruz, bostanın kurulma sürecinde de beraberdik. Çocukların toprakla iç içe olması, insanların hasat toplarken komşuluk ilişkilerinin gelişmesi güzel. Kadına şiddet gibi ya da siyasi gündemle ilgili etkinliklerinde de ortak çalışmalarımız var. Otobüslerle ilgili olan eylemde beraberdik, Ankara Ulaşım Dayanışması da vardı. Bu mahallede olan her grup mahallenin çıkarına ne yapacaksa destek vereceğiz, onların da desteğini bekliyoruz.
Dilek YEĞİN: Çoğu kişiye göre muallâkta olan bir kentsel dönüşüm meselesi var. Konu hakkındaki bilgilerinizi alabilir miyiz?
Ayşegül EMEKÇİ: Öncelikle Ayşegül Emekçi olarak kentsel dönüşüme karşıyım çünkü genelde hak sahipleri değil getirim sahipleri bu işin kaymağını yiyor. Ancak hak sahiplerinin daha iyi evlerde oturma istekleri olacaktır. Yine de çoğunluk kararı olmadan rantın üstten gelerek bir erk kurarak bir kentsel dönüşüm oluşturmasına mahalleliyle elbette karşı duracağız. Eğer mahalle sakinleri firmalarla anlaşırlar da haklarını elde edebilecek şekilde istiyoruz derlerse karşı duramam, her şekilde mahallemin yanındayım.
Dilek YEĞİN: Durum ne aşamada, firmalar mahalleliyle görüşmeye başlamış mı?
Ayşegül EMEKÇİ: Onlarca firma şu anda mahallede ancak mahallenin haklarını elde etme yönündeki direnmeleri büyük firmaları bile şu anda yıldırdı. Çünkü bölge bölge bir yapılaşma var, her bölge farklı şekilde daire bazında bir geri dönüş istiyor, hiçbir firma başarılı olamadı. Fakat her firmanın bana tek söylediği -tehdidin arkasından- “Biz girmezsek TOKİ girecek”. 1 yıla kadar da bunun olacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Dilek YEĞİN: Sokak hayvanları son zamanlarda artıyor ve bazıları saldırganlaşmaya başladı, bununla ilgili ne yapacaksınız?
Ayşegül EMEKÇİ: Ankara’daki sokak hayvanları farklı ilçelerden de toplanıp özellikle Birlik Mahallesi, Sancak Mahallesi, İşçi Blokları, Çiğdem, ODTÜ civarına bırakılıyor dolayısıyla bu bölgede sirkülâsyon inanılmaz. Mahallenin kendi hayvanlarında sıkıntı yok ancak bunlar bir de bölge kavgaları yarattıkları için de saldırganlaşabiliyor. Bizim yapmak istediğimiz de saldırgan olanların ayrıştırılıp barınağa gönderilmesi ama geri kalanların aşılı, tasmalı ve kısırlaştırılmış halde sosyal hayatın bir parçası olması.
Dilek YEĞİN: Özellikle geçen yıl hırsızlık, tacizler yoğun olarak yaşandı. Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ayşegül EMEKÇİ: Gözlemlerime göre mahallede bir şeyler karıştırılmaya çalışılıyorsa huzur bozulsun ve insanlar buradan gitmek istesin diye. Çünkü bir bölgede yoğun asayiş sorunları varsa ve o bölge ondan yılmıyorsa ve bitiyorsa sebebi vardır. Karakolun söylediği de aynı, hırsızlar genelde bölgenin insanlarıdır ama bu hırsızlar burayı tanımıyor. Bir yerden başlıyor öbür taraftan çıkıyorlar. Çoğu 100. Yıl Evleri gibi grupları da takip ediyor, 1538’de bir sıkıntı varsa 1523’e kayıyor, olmadı 1540’a dadanıyor. Bir ay boyunca oldu ve durdu, normal boyutlara indi. Sokak hayvanları hırsızlık yapılan bölgelerde yoğun olduğundan da pek giremiyorlar. Hayvanlar bir şekilde bize yardım ediyor, kolluk kuvvetleri değil hayvanlar asayişi sağlıyor.
Dilek YEĞİN: Yapımı sırasında mahalleyi özellikle ulaşım ve mahalle kavramı açısından olumsuz etkileyeceği konusunda büyük tartışmalar yaşanan Malazgirt Bulvarı sonrası ne gibi farklılıklar oldu?
Ayşegül EMEKÇİ:  Mahalleden 8 şeritli yol geçirilip Taurus’un önünde veya giriş çıkış noktalarında 2 şeride düşerse elbette trafik yoğunlaşır. 100. Yıl İşçi Blokları Mahallesi, daha önce bu kadar yoğun trafik yaşamamış bir bölge. Ama şimdi bu şirin mahallede artık egzoz dumanı, gürültü var; yayalar sokaktan çekildi. 
Bu tacizdir!..
30 sene önceki projeleri normalmiş gibi getirip mahalleleri ayırmak, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) gibi kilit noktalarda yerleşim alanlarını bölmeye çalışmak aslında insanları yakınlaştırıyor. ODTÜ’deki Mimarlık Çalıştayı’na katıldım, oradakilerin hayata bakışı çok farklı, Facebook’ta yayınladığımızda insanlar “Burada ne yapılmak isteniyor, ODTÜ nasıl bir fayda sağlayacak?” diye sorguladılar. İnsanlar daha dikkatli, mahalleli komşusunu daha iyi tanımaya başladı. 
Dağıtmak isterken birleştirdiler. 
Keşke ağaçlar bayramda öğrenciler yokken kesilmeseydi o zaman direniş Ankara’ya yayılabilirdi. Bunu Gezi’nin acı kayıplarına, insanların çok ezilmesine de bağlıyorum. Ankara insanı daha farklı İstanbul’a ya da Antakya’ya bakıldığında. Direnişçi ruh daha zayıf. Çiğdem ve İşçi Blokları nasıl olsa yanımızda ODTÜ var diye düşünmesin. Onlar olmasa da haksızlığa direniş her yerde olmalıydı. (By: Dilek Yeğin - 1 Mayıs 2015 - 0 130)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder