26 Şubat 2013 Salı

İBRAHİM MELİH GÖKÇEK VE DİĞER "ŞÜPHELİLER" HAKKINDA SUÇ DUYURUSU

…/…/2013
ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA

ŞİKAYETÇİLER                
: (Ad- Soyad, TC Kimlik, Adres, Telefon)

ŞÜPHELİLER                                 :
1) İbrahim Melih GÖKÇEK / Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı
2) Ömer Faruk ERCİYES / Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı
3) Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar ve Bayındırlık Komisyonu Üyeleri
    (14.12.2012 tarihli 2201, 2205, 2207 sayılı Meclise sunulan raporda imzası olanlar)
4) Emlak ve İstimlak Dairesi Başkanlığı Yetkilileri
    (14.12.2012 tarihli 2201, 2205, 2207 sayılı Meclise sunulan görüşte imzası olanlar)
5) Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyeleri
    (14.12.2012 tarihli 2201, 2205, 2207 sayılı Meclis Kararlarına Olumlu Oy Kullananlar)

SUÇ                                       : İdari Yargı Kararını Uygulamamak ve Yargı Kararlarını Etkisiz Kılmak Suretiyle Görevi Kötüye Kullanmak, görevinin gereklerine uygun bir şekilde, basiretli ve olağanüstü özenli davranması gerekirken gerek kasten gerekse de ihmalen aykırı hareket etmek suretiyle semt sakinlerinin yeşil alanlarını yok ederek mağdur edilmesinde ısrarcı olmak, Mahkeme kararının gerekçelerini ortadan kaldırmak için verilen konusu Suç Olan Emir ve Talimatları uygulayarak bilim ve fennin gereklerine aykırı geçici, parçacı rapor ve görüşler hazırlamak suretiyle Mahkeme kararlarını etkisiz kılmak  (TCK 257 vd ceza hükümleri)

SUÇ TARİHİ                                  : 21.11.2012 (EİDB görüş tarihi) ve 14.12.2012 (Belediye Meclisi ve İmar Komisyonu Rapor Tarihi)

SEVK MADDESİ               : Re’sen rastlanılacak sebepler yanında, 5237 s. Y. 257. Maddesi uyarınca

AÇIKLAMALAR                :

OLAYLAR ve GELİŞMELER                  :

Çankaya İlçesi Karakusunlar Kd.7940 ve 7942 nolu parsellerde Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 29.11.2011 tarih ve 3438 sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği 23.12.2011 tarihinde askıya çıkmıştır. Semt sakinleri dava konusu plan değişikliğine 1 aylık askı süresi içerisinde 9.1.2012 tarihinde ayrı ayrı dilekçeler ile binlerce imza vermiştir.

Bizlerin de aralarında bulunduğu plana karşı tüm itirazlar Belediye Meclisinin 17.02.2012 tarihli toplantısında görüşülmüş ve 283 sayılı karar ile reddedilmiştir.

İtirazların reddine dair kararlar, Ankara Büyükşehir Belediyesinin 20.03.2012 tarih ve 882 sayılı yazısı ile 23.05.2012 tarihinde adi posta ile gönderilmiş ve itiraz edenlerin bir kısmı idare mahkemelerinde davalar açmıştır.




AÇILAN BU DAVALAR DIŞINDA MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI İLE ŞEHİR PLANCILARI ODASI’NIN AÇTIĞI DAVALARDA ANKARA 10 VE 15. İDARE MAHKEMELERİNCE AYRI AYRI BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ YAPILMIŞ, ARDINDAN MAHKEMELERCE YÜRÜTMEYİ DURDURMA VE İPTAL KARARLARI VERİLMİŞTİR.


Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 17.06.2011 gün ve 1791 sayılı kararı ile onaylanan “Çankaya İlçesi Karakursunlar Kd.7490 ve 7492 nolu parsellerde 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği”ne yapılan itirazlara ilişkin Belediye Meclisi’nin 29.11.2011 gün ve 3438 sayılı kararı ile onaylanan “1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği” ile bu kararı durduran ve iptal eden Mahkeme kararları sonrasında MAHKEMELERCE VERİLEN İPTAL KARARLARININ GEREKÇELERİNİ ORTADAN KALDIRACAK ŞEKİLDE ALINAN YENİ MECLİS KARARLARI İLE SEMT HALKININ VE ANKARALILARIN MAĞDUR EDİLMESİNE DAİR OLAYLARA AŞAĞIDA YER VERİYORUZ.

Alana ilişkin ilk imar planı Bakanlıkça 28.01.1982 yılında yapılmış ve İmar Heyetinin 27.04.1982 gün ve 221 nolu kararı ile 74950 nolu parselasyon planı onaylanmıştır. 109.339 m² yüzölçümlü 7490 sayılı parselin 16.084 m²’sinin DOP, 34.710 m² ‘sinin bedelsiz terk olarak ayrıldıktan sonra 58545 m²’si diğer imar ada/parsellere tahsis edilmiştir. 130.946 m² yüzölçümlü 7492 sayılı parselin 20.856 m²’sinin DOP, 40.381 m²’sinin bedelsiz terk olarak ayrıldıktan sonra 69.709 m²’si diğer imar ada/parsellere tahsis edilmiştir.

1982 yılında onaylanan 74950 nolu parselasyon planı notlarından “ Yeşil alanlar, genel otoparklar, yollar, eğitim ve diğer hizmet alanları kamu eline geçmeden ve teknik altyapı gerçekleşmeden iskan izni verilemez” hükmüne karşı o dönem SS Üçüncü İdareciler Arsa ve Yapı Kooperatifi adına Ankara 8. İdare Mahkemesinde açılan dava sonucu dava konusu iskan izni verilmez hükmü işlem iptal edilmiştir.. söz konusu karar Danıştay 6. Dairesince onanmış, davalı Çankaya Belediyesi Başkanlığı karar düzeltme yoluna gitmiş, karar düzeltme talebi de Danıştay 6. Dairesince reddedilerek onama kararı kesinleşmiştir.

Karar sonrasında Çankaya Belediyesi’nce başvuru sahiplerine “iskan verilmesi“ yönünde karar verilmiştir. Belediye, 18.1.2007, 1862 sayılı yazısı ile iskan belgesi verilen ada parsellerin listesi ile Mahkeme kararları Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı’na da üst yazı ile göndermiştir.

Ancak ilgili idarelerce tarafından söz konusu plan notuna rağmen hem iskân ruhsatı vermiş hem de “kamuya terk işlemleri” gerçekleştirilmemiştir.  

1)     Kamuya bedelsiz terki öngörülen alanların plan notuna göre terki yapılmayarak donatı alanlarında kalan kadastro parsellerine 2. kez imar hakkı talep edildiği plan teklifi 11.03.2009/678 sayılı Ankara Büyükşehir Belediye meclisi kararı ile onaylanmıştır.

Plan teklifi ile mülk sahiplerine 27446 ada 1 nolu parsele isabet eden sağlık kurumu Alanı ile güneyindeki Çocuk Bahçesi Alanından oluşan 8924 m² yüzölçümlü E:1.80 yoğunluklu konut alanı ayrıldığı, fiziki imkansızlıklara rağmen taleplerinin mümkün olduğu ölçüde karşılanmış olduğu bildirilmiştir.

Söz konusu plana mülk sahipleri tarafından “planlama alanı içerisinde rantı daha yüksek olan başka yerden yer verilmesi ve daha fazla imar hakkı verilmesi” gerekçesiyle mülk sahiplerince itiraz edilmiş, itirazın reddine karşı açılan Ankara 4. İdare Mahkemesinin 15.4.2010 tarih ve 2010/214 E., 2010/567 K sayılı ilamı ile dava süre aşımı nedeniyle reddedilmiştir.

Bu davanın reddi üzerine bu kez mülk sahipleri tarafından belediye aleyhine kamulaştırmasız el atma davaları açılmaya başlanmış ve davalar Belediye aleyhine sonuçlanmaya başlamıştır. (Örn: Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2.2.2010 tarih ve 2009/105 E., 2010/7 K[1]) Bu ve benzer davalar üzerine Belediyece, söz konusu davalarda yüksek bedellere hükmedildiği gerekçe gösterilerek kendi ihmali neticesinde kendisine yüklenen bu yükten kurtulmak için bu kez söz konusu parsellerin yeniden düzenlenmesini gündeme getirmiştir. Bu husus birçok yazışmasında geçmektedir

7490 sayılı parselin yüzölçümünün 34.710 m² olarak görüldüğü ancak bedelsiz terk gerçekleştirildiği şu anki büyüklüğünün 26472 m² olduğu, 7492 sayılı parselin yüzölçümünün 40.381 m² olarak görüldüğü ancak bedelsiz terk gerçekleştirildiği şu anki büyüklüğünün 30.797 m² olduğu, toplamda 57.269 m² maliklere aittir.

Malikler tarafından yapılan plan teklifi; ilgili kurum görüşü alınmadan ilkokul alanının tamamının ve ilkokul yanındaki donatı alanlarının kentsel çalışma alanına dönüştürülmesi, kentsel çalışma alanına bölgenin emsalinde yüksek emsal verilmesi, kentsel çalışma alanı içinde residans konut yer alabileceğinin belirlenmesinin bölgeye ek nüfus getirmesi, SKT alanının emsalinin 0.50’den 1.5’e çıkartılması, özel sağlık, özel eğitim ve kreş alanının hem kadastro parseli dışında ayrılmış olması hem de parktan oluşturulmasının imar mevzuatına, şehircilik ilke ve esaslarına uygun olmadığı gerekçe gösterilerek nedeniyle alternatif bir plan hazırlanmıştır.

57.269 m² yüzölçümlü 7490 ve 7492 sayılı parsellerin %40 DOP kesilerek arta kalan yaklaşık 34.361 faydalı alan oluşturmak üzere söz konusu parseller içerisinde kavşak alanı, yol, mevcut park; çocuk bahçesi alanlarının ticari rekreasyona dönüştürüldüğü, ticari rekreasyon alanlarında yapılaşma koşullarının E:0.15, H:2 kat olarak belirlenen plan teklifinin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 17.06.2011 gün ve 1791 sayılı kararı ile onaylanmıştır.

17.06.2011 gün ve 1791 sayılı karar ile onaylanan imar planına ilişkin mülk sahiplerince önce “Yapılan plan imar mevzuatına, yasanın öngörmüş olduğu plancılık esaslarına ve şehircilik ilkelerine uymadığı gibi adalet ve hakkaniyetten de çok uzaktır. İdarelere, maliklerinin görüşleri ve muvafakati alınarak, mağdur edilmeden yeniden plan yapılması” talebi ile dilekçeler verilmiştir.

Yine semt sakinlerince ikinci defa “1/1000 ölçekli plan dahil imarın tüm aşamaları tamamlanıp plan tapuya tescil edildikten sonra açılan kamulaştırmasız el atma davalarından ve doğacak tazminat haklarından vazgeçileceğinin taahhüdü ile söz konusu alanın “Kentsel Servis Alanı” kullanımı ve E=1,50 yapı yoğunluğu ile düzenlenmesi talebi” ile dilekçeler verilmiştir.

Nihayet semt sakinlerince 3. kez verilen dilekçeler ile “Parsel kullanım kararı “konut ve ticaret”, “emsal 2.5”, “hmax serbest” olacak şekilde konut, ticaret, büro-ofis ve her türlü işyeri birlikte ya da ayrı ayrı projelendirilebilir ve ±00 kotu yoldan, tabii zemin ortalamasından ya da proje müellifinin uygun göreceği noktadan verilmesi, ±00 kot altı emsal haricidir" imarlı 16000 , m2 (+- 100) alanlı müstakil bir parsele hisselerimizin aşağıdaki hisse oranlarıyla birlikte taşınması ve bir ay içerisinde uzlaşma komisyonunun toplanarak yukarıdaki şartlarda karşılıklı uzlaşma tutanağının imzalanması, üç ay içerisinde 1/5000 planın meclisten geçirilerek kesinleşmesi ve nazım imar planının ilçeye intikalinden itibaren bir yıl sonuna kadar ilçe belediyesi tarafından meclis kararına bağlanmaması halinde 5216 sayılı kanunun 7/b maddesi gereğince en geç üç ay içerisinde Büyükşehir Belediyesince 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ve kesinleşmesini takiben parselasyon planı işlemlerinin bitirilerek imar tapularının dağıtılması şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde maliklere tahsis edilen 16000 m2 (+-100) dışındaki bakiye hisselerimizi bedelsiz olarak terk edeceğiz ve davalarımızdan feragat edeceği taahhüdü” ile ilan askı süresi içerisinde plan değişikliklerine itiraz edilmiştir.

Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 17.06.2011 gün ve 1791 sayılı kararı ile onaylanan “1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği”ne yapılan itiraza ilişkin Belediye Meclisi’nin 29.11.2011 gün ve 3438 sayılı kararı ile “Ticari rekreasyon kullanımının kaldırılarak güney bölümdeki 2 ticari rekreasyon adasının yeşil alana döndürülmesi, 25 m.lik yola cepheli kuzeydeki yaklaşık 16000 m2 rekreasyon adasının konut+ticaret kullanımına çevrilerek E=2,5, H=Serbest imar durumu verilmesi, konu ile ilgili gerekli plan notlarının oluşturulması” ile “Çankaya İlçesi Karakursunlar Kd.7490 ve 7492 nolu parsellerde 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği onaylanmıştır.

Söz konusu Plan Değişikliğine “İmar Kanunu’na, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına bütünüyle aykırı olduğu” gerekçesi ile tarafından TMMOB Şehir Plancıları Odası tarafından Ankara 4. İdare Mahkemesi’nin 2011/2124 E. sayılı dosyası üzerinden iptal davası açılmıştır. Dava halen görülmektedir, ancak bu suç duyurusuna konu olan meclis kararı öncesinde meclisçe kabul edilen kararlara karşı 10 ve 15. İdare Mahkemesinde açılan davaların konusu plan revizyonu, 4. İdare Mahkemesinin yargılaması devam ederken revize edilmiştir. Bu kararlar da 10 ve 15. İdare Mahkemelerince bilirkişi incelemesi sonrasında önce durdurulmuş, ardından iptal edilmiştir.  (Savcılıkça bu karar ve raporların temin edilmesini talep ederiz)

BU KARARIN ARDINDAN ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE MECLİSİNİN  14.12.2012 TARİH VE 2207 SAYILI KARARI İLE KARAKUSUNLAR KD.7490 VE 7492 NO’LU PARSELLER DE 1/1000 ÖLÇEKLİ UYGULAMA İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ ONAYLANMIŞTIR. 18.01.2013 tarihi itibari ile de askıya çıkartılmıştır. Söz konusu uygulama imar planı; Birlik Parkının  kullanımını daraltıcı niteliktedir. Bölgedeki aktif iki parkı ve bir kısım yeşil alanı  tamamen Ticari Rekreasyon alanına dönüştürmektedir. Olası depremlerde güvenli alanları ortadan kaldırıcı bir yönü bulunmaktadır. Bölgede ki nüfus yoğunluğunun artırmaktadır. Hali hazırda yetersiz olan; alt yapı, sosyal donatı alanları ile yeşil alanların daha da yetersiz hale gelmesine etki edici bir nitelik taşımaktadır.

ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE MECLİSİNİN  14.12.2012 TARİH VE 2205 SAYILI KARARI İLE KARAKUSUNLAR KD.7490 VE 7492 NO’LU PARSELLER DE 1/5000 ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ ONAYLANMIŞTIR. 18.01.2013 tarihi itibari ile de Başkanlığınızda askıya çıkartılmıştır.

Oysa söz konusu parsellere ilişkin, 29.11.2011 tarih ve 3438 sayılı karar ile onaylanan ve 23.12.2011 tarihinde askıya çıkartılmış 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği; Ankara 15. İdare Mahkemesinin; 18.07.2012 gün ve E:2012/233, K:2012/1197 sayılı kararı ile; yapılmak istenen değişikliğinin KAMU YARARI TAŞIMADIĞINA , Parkın bütünlüğünün korunması için kamulaştırma aracının kullanılması gerektiğine işaret ederek, uygulamanın iptal edilmesine karar vermiştir.

Yukarıda ifade edilen mahkeme kararına rağmen belediye meclisi, ilgili parsellerin bir bölümünün üzerinde Kentsel Dönüşüm ve Gelişim kararı almıştır. Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı Sınırına bakıldığında, sınırların parklar ve yeşil alanlardan ibaret olduğu görülmektedir. Bu tablo Kentsel Dönüşüm ve Gelişim düzenlemesinin ruhuna ve amacına aykırılık teşkil etmektedir.

Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin;  İmar Planı Değişikliklerinde Uyulması Gereken Esaslar Bölümünün 27 maddesinin 2. Fıkrasında ifade edilmiş olan;  İmar planındaki bir sosyal ve teknik alt yapı alanının kaldırılabilmesi ancak bu tesisin hizmet götürdüğü bölge içinde eşdeğer yeni bir alanın ayrılması suretiyle yapılabilir. şeklindeki hukuki zorunluluk vurgulanmış olmasına karşın, plan bütününde söz konusu hükmün uygulanmadığı görülmektedir.

ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE MECLİSİNİN  14.12.2012 TARİH VE 2201 SAYILI KARARI İLE KARAKUSUNLAR KD.7490 VE 7492 NO’LU PARSELLER KENTSEL DÖNÜŞÜM VE GELİŞİM PROJE ALANI OLARAK ONAYLANMIŞTIR. 18.01.2013 tarihi itibari ile de askıya çıkartılmıştır.

Söz konusu karar, 5393 sayılı kanunun 73. Maddesinin (Değişik 17/6/2010-5998/1.md.) birinci fıkrasına aykırılık teşkil etmektedir. Keza ilgili kanun maddesinin birinci fıkrası; Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı Sınırları içerisinde kamu mülkünün bulunması halinde Bakanlar Kurulu Kararı şartını zorunlu kılmaktadır. İlan edilen bu sınır içerisinde belediye hissesinin de bulunması nedeniyle bu yasa maddesine aykırı bir işlem tesisi edildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca bu sınır; Birlik Parkının bütünlüğünü bozucu, kullanımını sınırlayıcı bir sonuç doğurmakla birlikte, bölgedeki iki küçük park ile yeşil alanları da ortadan kaldırıcı içerikli olduğu anlaşılmaktadır.

SÖZ KONUSU KARARLAR, 10 VE 15. İDARE MAHKEMELERİNCE VERİLEN KARARLARIN VE DAYANAĞI BİLİRKİŞİ RAPORLARININ GEREKÇELERİNE AYKIRI OLUP, MAHKEME KARARLARININ ETKİSİZ KILMAK, BU KARARLARIN GEREKLİLİKLERİNİ UYGULAMAMAK AMACI İLE ALINMIŞ KARARLARDIR.

Oysa Anayasa Md.138/son’da “...Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” denilmiş,

İYUK Md.28/1’de “...Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararların icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. (...)” ifadelerinde bulunulmuş,

TCK Md. 257’de ise “(1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (...)” hükmüne yer verilmiştir.  

Suça konu eylemin “İPTALİ” kararının uygulanmaması olduğu hususu da dikkate alınarak iptal kararlarının mahiyeti üzerinde durulması gerekmektedir.

“...Anayasa kuralları, buyurucu ve bağlayıcı Hukuk kurallarıdır. Mahkeme kararlarının geciktirilmeden yerine getirilmesi zorunludur. İnsan hak ve özgürlüklerini; sosyal adaleti, toplumun huzur ve refahını gerçekleştirmeyi ve güvence altına almayı amaçlamış demokratik bir Hukuk Devletinde, açıklanan Anayasa ve kanun kurallarına rağmen bir Mahkeme kararının yerine getirilmemesi düşünülemez. Aksi halde bu kanun kuralları kağıt üzerinde kalmaya zorunlu, değersiz sözcükler olmaktan öteye gidemez. (...) Bir bakan ya da mahkeme kararlarını uygulama durumunda bulunan diğer Kamu görevlilerinin yukarıda açıklanan Kanuni kuralları bilmedikleri ileri sürülemez. Öyle ise; açık, kesin ve emredici Kanun kurallarına bilerek aykırı davranış da kişisel kusur kabul edilmek gerekir. (...) Görülüyor ki, Yargıtay ve Danıştay kararlarında, suçun oluşması için mahkeme kararını yerine getirmeyen Kamu görevlisinin ayrıca garaz, kin, husumet ve benzeri duyguların etkisiyle hareket etmesi aranmamaktadır. Sadece kararın uygulanmaması suç teşkil ettiğine göre (...)” (YİBGK, 1978/7 E., 1979/2 K., 22.10.1979 T.) denilmiş, en genel hukuk kuralları bağlamıyla, iptal kararının da uygulanması zorunlu yargı kararlarından olduğu, yargı kararlarının yerine getirilmemesinin de suç olduğu kabul edilmiştir.

İdari yargı kararlarını uygulamakla yükümlü olanların, idari yargı kararlarını geciktirmeksizin uygulamak zorunda oldukları, idari yargı kararları üzerinde hiçbir tasarruf hakları olmadığı doktrin ve uygulama tarafından, yasal düzenlemeyle de koşuttur: Şöyle ki, “...Mevzuatımızda, yargı kararlarının uygulanması konusunda idareye takdir yetkisi tanınmadığı (...) açıktır. (...)” (D. 5. Da. , T: 29.12.199, E: 1999/510, K:1999/4566)

Keza takdir yetkisi ile ilgili görülen bir davada “(…) sanığın ‘yürütmenin durdurulması ve katılanın görevine iadesi’ konusunda Danıştay kararını tebligat tarihinden itibaren 30 gün içerisinde yerine getirmemekten ibaret eyleminin, İdari Yargılama Yasasının 28/1. maddesine açıkça aykırı bulunduğu, bu nedenle T. Ceza Yasasının 228. maddesindeki suçun oluştuğu gözetilmeden; ‘…üst mercilerden onay için beklendiği, alınan onayın tebliğinden itibaren makul süre içinde katılanın işe alındığı…’ gerekçesiyle beraat kararı verilmesi, yasaya aykırı (…)” (4. C.D., 23.10.2000. 5861/6973) olduğuna dikkat çekilmiştir.

İptal kararı ile ilgili olarak da aynı gerekçelerin geçerli olduğu hukuki bir gerçektir.

Anayasa’nın 138. Maddesi, yargı kararlarının uygulanmasının geciktirilmesini dahi yasakladığına göre; yargı kararlarını uygulamamanın açık bir Anayasa’yı ihlal suçu oluşturduğu şüphesizdir. Bu ağır eylemin cezasız bırakılması, kamu görevlilerinin haksız yere korunması Anayasa’nın 2. maddesinde teminat altına alınan hukuk devletlerinde kabul edilemez bir uygulamadır.
Yukarıda aktarılan tümcelerden, idarenin, idari yargı yerince verilen yürütmenin durdurulması kararını uygulamaktan, “idari tasarrufu ve onun sonucu olan işlemleri durdur(mak) ve bu tasarruf ve işlemlerin tesisinden ve icrasından önceki hukuki durumun yürürlüğünü sağla”mak zorunda olduğu açıkça anlaşılmaktadır.
 “...Bir iptal davasında verilmiş bulunan yürütmenin durdurulması kararı (...); henüz ortada bir iptal kararı bulunmadığı halde, iptali istenilen idari tasarrufu ve onun sonucu olan işlemleri durdurur ve bu tasarruf ve işlemlerin tesisinden ve icrasından önceki hukuki durumun yürürlüğünü sağlar. Doktrinde genel olarak kabul edilmiş olan bu kural, yargısal içtihatlarla, uygulamada belirli bir biçimde yer almıştır. Aksi düşünüş tarzı, idari yargı kararlarının uygulanmaması gibi hukukun kabul edemeyeceği bir sonuç doğurur. Nitekim 9.7.1966 gün ve E: 1965/21, K:1966/7 sayılı Danıştay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Dava Daireleri Kurulunun 14.1.1966 gün ve E:1965/470 sayılı kararı ile bu kuram kabul edilerek idari yargı kararlarının uygulanması sağlanmıştır. (...)” (D.3.Da., 9.3.1978, E:1978/151, K:1978/199, DD.32-33, s.207-211; Bu karar İDGK’nun 13.4.1978 günlü, E:1978/20, K:1978/26 sayılı kararıyla onanmıştır.)
HUKUKİ SEBEPLER         : TCK ve ilgili sair mevzuat
DELİLLER               : Ekte ibraz edilen belgeler, mahkeme kararları, yargısal içtihatlar, yemin ve yasal her türlü delil…
SONUÇ VE İSTEM           : Yukarıda açıklanan, kendiliğinden dikkate alınacak ve soruşturma aşamalarında ortaya çıkacak nedenlerden dolayı her bir şüpheli için ayrı ayrı değerlendirilme yapılmak suretiyle gerekli soruşturmanın yapılarak, kamu davası açılmasına karar verilmesini talep ederim.  
                                                                                                           Şikayet Eden
                                                                                                      (Ad- Soyad, İmza)


EKLER:
1)      Kimlik belgesi



[1] Söz konusu karar Yargıtay 5. HD’nin 28.6.2010, 2010/5649 E., 2010/12331 K. Sayılı ilamı ile onanmıştır. 

25 Şubat 2013 Pazartesi

Suç Duyurusu...

Melih Gökçek Hakkında 
Suç Duyurusu
Çankaya'daki 4 mahallenin sakinleri, "Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin, Birlik Parkı'nın bütünlüğünün korunması gerektiğine ilişkin mahkeme kararına uymayarak, görevlerini kötüye kullandığı" iddiasıyla Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih...

Çankaya'daki 4 mahallenin sakinleri, "Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin, Birlik Parkı'nın bütünlüğünün korunması gerektiğine ilişkin mahkeme kararına uymayarak, görevlerini kötüye kullandığı" iddiasıylaAnkara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in de arasında bulunduğu bazı sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu.
Mimar Ahmet Nedim Kaya, Çankaya'daki 100. Yıl İşçi Blokları, Çukurambar, Çiğdem ve Kızılırmakmahallelerinin bir grup sakini ile birlikte adliye önünde basın açıklaması yaptı.
Mahalle sakinleri olarak, "Ankara il merkezinin aktif yeşil alanlarının yüzde 3'ünü oluşturan Birlik Parkı'nın mevcut durumunun korunması için mücadele ettiklerini" ifade eden Kaya, Büyükşehir Belediyesi'nin, "parkı parçalamak, yüksek emsal katsayısı ile imara açmak için mevzi imar değişikliği planları hazırladığını" anlattı.
Bu planların, geçen yıl Ankara 15. İdare Mahkemesi'nce, "kamu yararı taşımadığı ve parkın bütünlüğünün korunması gerektiğine işaret edilerek" iptal edildiğini ifade eden Kaya, "Ancak, Büyükşehir Belediyesi ısrarla ve ikinci defa Birlik Parkımızı parçalamak, yüksek emsal katsayısı ile imara açmak için iptal edilen bir önceki plandan az farklı olarak yeniden yasalara ve hukuka uygun olmayan Belediye Meclisi kararları almıştır" dedi.
Bu sürecin mahkeme kararına, İmar Kanunu'na ve şehir planlaması usul ve kriterlerine aykırı olduğunu savunan Kaya, bu nedenle Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı Ömer Faruk Erciyes, değişikliğin lehine oy kullanan Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi Üyeleri ile Büyükşehir Belediyesi Emlak ve İstimlak Dairesi yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunduklarını bildirdi.
Suç duyurusunda sorumluların, "idari yargı kararına uymayarak ve yargı kararlarını etkisiz kılmak suretiyle görevi kötüye kullandıkları" savunuldu.
Mahalle sakinleri, açıklamanın ardından şikayet dilekçelerini savcılığa verdiler.
Anadolu Ajansı  [4346986] - Muhabir: Barış Kılıç

5 Şubat 2013 Salı

Ankara'nın sakinleri değil; Sahip'leri itiraz ediyor!.....

ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI 
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 14.12.2012 tarih ve 2205 sayılı karan ile Karakusunlar Kd.7490 ve 7492 no'lu parseller de 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği onaylanmıştır. 18.01.2013 tarihi itibari ile de Başkanlığınızda askıya çıkartılmıştır.
Oysa söz konusu parsellere ilişkin, 29.11.2011 tarih ve 3438 sayılı karar ile onaylanan ve 23.12.2011 tarihinde askıya çıkartılmış 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği; Ankara 15. îdare Mahkemesinin; 18.07.2012 gün ve E:2012/233, K:2012/1197 sayılı karan ile; yapılmak istenen değişikliğinin KAMU YARARI TAŞIMADIĞINA, Parkın bütünlüğünün korunması için kamulaştırma aracının kullanılması gerektiğine işaret ederek, uygulamanın iptal edilmesine karar vermiştir.
Yukarıda ifade edilen mahkeme kararına rağmen belediye meclisi, ilgili parsellerin bir bölümünün üzerinde Kentsel Dönüşüm ve Gelişim kararı almıştır. Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı Sınırına bakıldığında, sınırların parklar ve yeşil alanlardan ibaret olduğu görülmektedir. Bu tablo Kentsel Dönüşüm ve Gelişim düzenlemesinin ruhuna ve amacına aykırılık teşkil etmektedir.
Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin; İmar Planı Değişikliklerinde Uyulması Gereken Esaslar Bölümünün 27 maddesinin 2. Fıkrasında ifade edilmiş olan; " İmar planındaki bir sosyal ve teknik alt yapı alanının kaldırılabilmesi ancak bu tesisin hizmet götürdüğü bölge içinde eşdeğer yeni bir alanın ayrılması suretiyle yapılabilir. Şeklindeki hukuki zorunluluk vurgulanmış olmasına karşın, plan bütününde söz konusu hükmün uygulanmadığı görülmektedir. Birlik parkının ve plan değişikliğine konu diğer parkların bütünlüğünün korunarak, kullanımlarının değiştirilmemesini talep ediyorum.
Yukarıda ifade etmeye çalıştığım hukuksal tespitler ve beklentiler doğrultusunda, Karakusunlar Kd.7490 ve 7492 sayılı parsellerde 1/5000 ölçekli nazım imar plan değişikliği onayma ait Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 14.12.2012 tarih ve 2205 sayılı Meclis Kararma itiraz eder, 3194 sayılı İmar Kanununun ilgili maddesine istinaden itirazımızın değerlendirilerek gereğinin yapılması hususunu bilgilerinize arz ederim.
Adı Soyadı     :
Adres             :
*
ANKARA
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 14.12.2012 tarih ve 2207 sayılı karan ile Karakusunlar Kd.7490 ve 7492 no'lu parseller de 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği onaylanmıştır. 18.01.2013 tarihi itibari ile de Başkanlığınızda askıya çıkartılmıştır.
Söz konusu uygulama imar planı; Birlik Parkının kullanımım daraltıcı niteliktedir. Bölgedeki aktif iki parkı ve bir kısım yeşil alam tamamen Ticari Rekreasyon alanına dönüştürmektedir. Olası depremlerde güvenli alanları ortadan kaldırıcı bir yönü bulunmaktadır. Bölgede ki nüfus yoğunluğunun artırmaktadır. Hali hazırda yetersiz olan; alt yapı, sosyal donatı alanları ile yeşil alanların daha da yetersiz hale gelmesine etki edici bir nitelik taşımaktadır.
Yukarıda ifade etmeye çalıştığım tespitler doğrultusunda, Karakusunlar Kd.7490 ve 7492 sayılı parsellerde 1/1000 ölçekli uygulama imar plan değişikliği onayına ait Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 14.12.2012 tarih ve 2207 sayılı Meclis Kararma itiraz eder, 3194 sayılı îmar Kanununun ilgili maddesine istinaden itirazımızın değerlendirilerek gereğinin yapılması hususunu bilgilerinize arz ederim.
Adı Soyadı     :
Adres             :
*
ANKARA
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 14.12.2012 tarih ve 2201 sayılı kararı ile Karakusunlar Kd.7490 ve 7492 no'lu parseller Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı olarak onaylanmıştır. 18.01.2013 tarihi itibari ile de Başkanlığınızda askıya çıkartılmıştır.
Söz konusu karar, 5393 sayılı kanunun 73. Maddesinin (Değişik 17/6/2010- 5998/1.md.) birinci fıkrasına aykırılık teşkil etmektedir. Keza ilgili kanun maddesinin birinci fıkrası; Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alam Sınırları içerisinde kamu mülkünün bulunması halinde Bakanlar Kurulu Kararı şartını zorunlu kılmaktadır. İlan edilen plan sınırları içerisinde belediye hissesinin de bulunması nedeniyle bu yasa maddesine aykırı bir işlem tesis edildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca bu sınır; Birlik Parkının bütünlüğünü bozucu, kullanımını sınırlayıcı bir sonuç doğurmakla birlikte, bölgedeki iki küçük park ile yeşil alanları da ortadan kaldıran bir planlama olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda ifade etmeye çalıştığım hukuksal tespitler ve beklentiler doğrultusunda, Karakusunlar Kd.7490 ve 7492 sayılı parsellerde Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı sınır onayına ait Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 14.12.2012 tarih ve 2201 sayılı Meclis Kararına itiraz eder, 3194 sayılı İmar Kanunu' nun ilgili maddesine istinaden itirazımızın değerlendirilerek gereğinin yapılması hususunu bilgilerinize arz ederim.
Adı Soyadı     :
Adres             :